Sorgun’un önemli yeşil alanlarından biri olan Ahmet Uslu Dutluk Parkı, Sorgun Belediyesi tarafından başlatılan kapsamlı çalışmalarla yenileniyor. Parkta yürütülen çalışmalarla birlikte, mevcut yapılar modernize ediliyor, çocuklar ve aileler için daha kullanışlı bir ortam oluşturuluyor.
Sorgun Belediye Başkanı Mustafa Erkut Ekinci, yürütülen projeyle ilgili yaptığı açıklamada, parkın her köşesinin daha işlevsel hale getirileceğini belirtti. Başkan Ekinci, “Çocuklarımız için yeni ve büyük bir oyun grubunu çok yakında parkımıza kazandırıyoruz. Aynı zamanda yürüyüş ve bisiklet yolları ile aydınlatmalar da modern bir görünüme kavuşacak. Sorgun halkına yakışır, nefes alabilecekleri ferah bir alan oluşturmak için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Dev oyun grubu, peyzaj düzenlemeleri ve altyapı yenilemeleriyle birlikte Ahmet Uslu Dutluk Parkı, tüm yaş gruplarının keyifle vakit geçirebileceği bir sosyal yaşam alanı olarak yeniden tasarlanıyor. Çalışmaların kısa sürede tamamlanması hedefleniyor.
Aryom Yazılım, İzmir merkezli siber güvenlik başta olmak üzere, kişisel verilerin korunması kapsamında geliştirdiği yazılım çözümleri, eğitim, seminer ve danışmanlık hizmetleriyle alanında;
* 20+ yılı aşkın sektörel tecrübesi,
* İzmir, Konya, İstanbul ve Ankara’daki ofis ağı,
* Türkiye’nin önde gelen bakanlıkları ve onlarca devlet kurumu,
* Belediyeler, Üniversiteler ve kamu iştirakleriyle uzun soluklu referans iş birlikleriyle
Kamu kurumlarının dijital dönüşüm ve bilgi güvenliği süreçlerinde lider çözüm ortağı olarak konumlanıyor.
Kamu kurumları, belediyeler, üniversiteler, sağlık kuruluşları ve stratejik öneme sahip tüm devlet destekli yapılar için Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi (BİGR) artık yalnızca bir yükümlülük değil, aynı zamanda bir güvenlik önceliği haline geldi. İşte bu noktada DGRNET, sunduğu kapsamlı çözümlerle ön plana çıkıyor.
Siber Tehditlere Karşı Proaktif Güvenlik
DGRNET, devlet kurumlarının ve özel sektörün Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi’ne tam uyum sağlaması amacıyla geliştirilmiş yerli bir yazılımdır. Devlet kurumlarının yanı sıra, stratejik öneme sahip kamu ve özel sektör iştirakleri için de son derece önemlidir.
Yeni nesil modüler yapısı ile DGRNET;
Mevzuata uygun olarak siber güvenlik politikalarının oluşturulmasını,
Risk analizlerinin merkezi olarak yönetilmesini,
Güvenlik açıklarının tespit edilmesini ve önleyici adımların uygulanmasını sağlar.
Kurum içi denetimlerin sorunsuzca tamamlanması, bilgi sistemlerinin korunması ve siber tehditlere karşı sürekli hazır bir yapı oluşturulması artık çok daha kolay.
30 Günde ISO 27001 ve Bilgi İletişim Güvenliği Rehberi Denetimi’ ne hazırlık,
Otomatik öneri ve uygulama sistemi,
BGYS, ITAM, ITSM, ABRA, KASHIF, POOL gibi birbirine entegre eşsiz modülleri,
Kurumlara özel uyarlama imkânı,
CVE/CPE Veritabanı ile gerçek zamanlı zafiyet tespiti,
Yerli ve milli yazılım altyapısı,
Devletin dijital dönüşüm vizyonuyla uyumlu olan bu yazılım, veri bütünlüğünü ve kamu güvenliğini sağlamanın en etkin yoludur.
KVKK Uyum Sürecinde En Güçlü Yardımcılar | KVKNET & E-KVK
KVKNET – Belediyeler, üniversiteler, hastaneler gibi veri sorumlusu kamu kurumları için kişisel veri envanteri oluşturmayı ve KVKK süreçlerini düzenlemeyi sağlar. KVKK’nın ağır para cezalarına karşı güvenli bir kalkandır.
🔗 www.kvknet.com
E-KVK – KOBİ’ler, mali müşavirler, avukatlar ve İK firmaları için özel olarak hazırlanmış, bulut tabanlı ve paket seçenekli hızlı KVKK uyum yazılım sistemidir.
🔗 www.e-kvk.com.tr
BT Risklerinizi Ölçün | SİBER RİSK ANALİZİ
Bilgi sistemlerinizin güvenliğinden emin misiniz?
Siber risk analizi, açık ve zafiyetleri tespit ederek, kurumunuza özel çözüm önerileri sunar. Etkili ve detaylı siber risk raporlaması ile alınması gereken tüm tedbirler net olarak ortaya konur.
Devlet Kurumları için Güvenli Dijital Altyapı Artık Bir Seçenek Değil, Zorunluluk!
DGRNET, sadece bir yazılım değil; kamu yapılarının dijital dünyadaki güvenlik zırhıdır.
Denetim süreçlerinde zaman kazandırır, hataları azaltır ve mevzuata tam uyum sağlar.
Kurumunuza özel çözümlerle şimdi tanışın, siber güvenlikte fark yaratın.
Türkiye Haber Portalı internet siteleri ve Youtube kanalında yayınlanmakta olan Eylül Aşkın’ın sunduğu Eylül Aşkın İle’nin yeni bölümde konuğu, Mandal Radyo’nun kurucusu, DJ ve radyocu Aytek Teoman oldu.
Söz yazarı, menajer ve yapımcı Mehmet Teoman ve şarkıcı Nesli Özsoy’un oğlu olarak dünyaya gelen Aytek Teoman, çocukluğuna dair; “Aslında ben ne annemle ne de babamla aynı evde yaşamadım, anneannem ve dayım ile, Ankara’da, Ankara kültürüyle büyüdüm” dedi.
2019’da kurduğu Mandal Radyo ile radyoculuk alanında başarıdan başarıya koşmaya devam eden Aytek Teoman, “Radyoculuk bu çağda çılgınlık!” vurgusunu yaptı.
Aytek Teoman, “Herkesin telefonuna baktığı, kimsenin Instagram’dan çıkamadığı bir çağda radyoculuk çılgınlık! Biz radyoyu yaşatmaya çalışıyoruz.” derken, günümüzde radyo yayıncılığında dinleyici ile ve dinleyiciler arasında duygusal birliği yakalamanın zorluklarına da dikkat çekti.
Sohbetin ustaları Eylül Aşkın ve Aytek Teoman buluşması, Eylül Aşkın İle programının izleyicilerinin bu bölümde, radyo dünyasının doğrularıyla ve yanlışlarıyla masaya yatırılmasına tanıklık etti.
Oyuncu Derya Beşerler ile Gripin grubunun solisti Birol Namoğlu “Bir Hikaye Bir Şarkı” ile 12 Temmuz Cumartesi akşamı Urla Sahne’de!..
Kariyerlerine sanatın iki farklı dalında başarıyla devam eden ünlü çift, “Bir Hikaye Bir Şarkı” isimli farklı sahne çalışmalarıyla bu kez İzmir’in incisi Urla’daki sanatseverlerle buluşuyor.
Ege Lezzetleri, müzik ve sohbet bu sahnede!..
Özenle seçilen şarkıların hikayelerine kendi anı ve atışmalarını da ekleyen çift; egenin leziz lezzetleri eşliğindeki gösteride eğlence, canlı müzik ve bilinmeyen hikayeleri bir potada eritiyor.
‘Kimseye Etmem Şikayet’ten ‘Muhtemel Aşk’a Uzanan Bir Yolculuk
Türk sanat müziğinden rock’a, doksanlar pop şarkılarına uzanan bir yelpazede; oyuncu Derya Beşerler şarkıların etkileyici hikayelerini anlatıyor, Birol Namoğlu seslendiriyor.
Tarih: 12 Temmuz 2025, Cumartesi
Yer: Urla Sahne, Urla – İzmir
20.00 – Akşam Yemeği
21.00 – İzmir’in incisi Urla’nın huzuru eşliğinde canlı performans: Derya Beşerler & Birol Namoğlu
Ergenlik dönemi, sadece bedenin değil, zihnin ve kimliğin de büyüdüğü, yeniden şekillendiği bir dönemdir. Bu dönemde gençler bir yandan kim olduklarını anlamaya çalışırken bir yandan çevrelerindeki dünyayı sorgularlar. Tüm bu içsel değişimler ise zaman zaman ani öfke patlamaları, duygusal dalgalanmalar, gerginlik ve aşırı sinirlilik olarak kendini gösterebilir.
Ergenlik döneminde yaşanan sinirlilik, her birey için farklı nedenlere dayanabilir ve bu nedenle kişiye özel olarak ele alınmalıdır. Böylece sinirliliğin temelinde yatan psikolojik, fizyolojik ya da hormonal etkenler daha iyi anlaşılabilir ve buna uygun bir yaklaşım geliştirilebilir. Bazı durumlarda bu sinirlilik, ani öfke patlamalarına ya da kendine zarar verme davranışlarına dönüşebilir. Bu tür anlarda mümkün olduğunca sakin kalmak, durumu tırmandırmadan yönetmeye çalışmak ve bir uzmandan profesyonel destek alarak uygun tepkiler vermek önemlidir. Yine de ergenlik döneminde sinirliliğin bazı temel nedenleri vardır.
Ergenlik dönemiyle birlikte hormon düzeylerinde ani artışlar olur. Bu biyolojik değişiklikler hem fiziksel hem de duygusal anlamda dengesizlikler yaratabilir. Vücutlarındaki bu ani değişim, hem fiziksel görünümleriyle ilgili kaygı yaratır hem de sinirlilik düzeylerini artırabilir. Bu, ergenlikte çağındaki bireyin bazen ne hissettiğini anlamasını ve kontrol etmesini zorlaştırabilir. Bu çağ aynı zamanda “Ben kimim?” sorusunun en yoğun hissedildiği dönemdir. Bu süreçte gençler kendi değerlerini, inançlarını ve sınırlarını oluşturmaya çalışırlar. Bu da ebeveynlerle ya da otorite figürleriyle çatışmalara neden olabilir.
Ergenler, bir nevi kendilerini dış dünyaya kanıtlama çabasına girişirler. Çünkü ergenlikteki birey artık çocuk değil ama henüz yetişkin de değildir. Bu geçiş evresinde, özgürlük ve bağımsızlık ihtiyacı hiç olmadığı kadar artar. Gençler, kendi fikirlerinin ve kimliğinin kabul edilmesini ister. Ancak ebeveynlerin ya da otorite figürlerinin yönlendirmeleriyle çatışma yaşandığında, gençler kendilerini ifade edemediklerini hisseder. Bu da öfke ve isyan davranışlarına sebep olabilir.
Ergenlik, aynı zamanda ruhsal hastalıkların ilk belirtilerinin görüldüğü bir dönemdir. Depresyon, anksiyete bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi durumlar, sinirlilik, tahammülsüzlük ve içe kapanma ile kendini gösterebilir. Özellikle depresyon, gençlerde çoğu zaman “üzüntü” yerine “öfke” ve “huzursuzluk” şeklinde ortaya çıkabilir. Bu psikolojik yük, ergenlik çağındaki bireyin dış dünyaya agresif tepkiler vermesine yol açabilir. Bunlara ek olarak, okul baskısı, sınav stresi, akran zorbalığı, sosyal medya etkisi gibi dış çevresel faktörler, gencin zaten karmaşık olan iç dünyasını daha da zorlayabilir. Bu sorunlarla baş etmeye çalışan genç, duygularını düzenlemekte zorlandığında sinirli ve huzursuz bir yapıya bürünebilir. Özellikle başarısızlık korkusu ve sosyal kabul görme arzusu bu dönemde sinirliliği tetiklemektedir.
Ergenin yaşadığı sinirlilik hali, çoğu zaman anlatılamayan duyguların bir yansımasıdır. Bu süreçte ebeveynlerin yargılamadan dinlemesi, duyguyu kabul edip davranışa sınır koyabilmesi, açık ve duygulara yer veren bir iletişim kurması önemlidir. Kendi duygularını sağlıklı şekilde ifade edebilen bir yetişkin, bu becerisiyle çocuğuna da model olur. Bazen bir uzmandan alınacak profesyonel destek, aile içi iletişimi güçlendirmek ve süreci daha sağlıklı yönetmek için önemli bir adım olabilir.
Psikolog Eren Boz, “Sinirlilik, bastırılması gereken bir duygu değil, anlaşılması gereken bir sinyaldir. Ergenlik döneminde bu mesajlar daha yoğun, daha çalkantılı biçimde ortaya çıkabilir. Böyle zamanlarda gençlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey, cezayla susturulmak değil; duygularını anlamaya çalışan, yanında güvenle durabilen bir yetişkindir. Ergenle kurulan ilişki ne kadar anlayışlı, tutarlı ve destekleyici olursa; genç de kendi duygularını tanıma ve sağlıklı yollarla ifade etme konusunda o kadar güçlü hale gelir.” dedi.
News
