16 Temmuz 2025 Çarşamba
Sorgun Belediye Başkanı Mustafa Erkut Ekinci, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Yozgat Milletvekili İbrahim Ethem Sedef ile birlikte Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette, Sorgun’da yaşanan su sıkıntısına yönelik kalıcı çözüm yolları ele alındı.
Ankara’daki temaslar kapsamında gerçekleştirilen görüşmede, ilçede uzun süredir gündemde olan su temini ve altyapı sorunları masaya yatırıldı. Başkan Ekinci, görüşmenin ardından yaptığı değerlendirmede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın konuya gösterdiği ilgi ve çözüm odaklı yaklaşımın son derece kıymetli olduğunu vurguladı.
Başkan Ekinci, “Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızla gerçekleştirdiğimiz görüşmede Sorgun’umuzda yaşanan su sıkıntısını tüm yönleriyle ele aldık. İlçemizin ihtiyacı olan kalıcı çözümlerin bir an önce hayata geçmesi adına gerekli girişimlerde bulunduk. Sayın Yılmaz’ın yakın ilgisi ve desteği bizler için son derece kıymetlidir,” ifadelerini kullandı.
Sorgun’un temel altyapı ihtiyaçlarını çözme noktasında yoğun bir mesai harcadıklarını belirten Ekinci, “İlçemizin her bir sorununu büyük bir hassasiyetle takip ediyor, çözüm üretme konusunda tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Halkımıza karşı olan sorumluluğumuzun bilincindeyiz,” dedi.
Gerçekleştirilen ziyaretin, Sorgun’un içme suyu altyapısının güçlendirilmesine yönelik somut adımların atılması açısından önemli bir zemin oluşturduğu ifade edildi.
Galatasaray, Türkiye’de kalmak isteyen ve kararını hem Napoli hem de sarı-kırmızılılara bildiren Osimhen için harekete geçmişti.
Golcü oyuncu için gerekli kaynağı bulan Galatasaray, İtalyan ekibi ile görüşmelere başlamıştı.
İlk olarak 60 milyon euro’luk bir teklifle masaya oturan sarı-kırmızılı kurmaylara Napoli ret yanıtını vermişti. 60+10 milyon euro’luk yeni bir teklif hazırlayan Galatasaray’a Napoli cephesinin cevabı yine aynı olmuştu.
Daha sonra Çizme ekibinin istediği 75 milyon euro’yu 40 artı 35 milyon euro şeklinde ödeme teklifinde bulunan Galatasaray, Napoli Başkanı Aurelio De Laurentiis’in teminat mektubu ısrarı, sonraki satıştan pay maddesi eklemesi ve artan talepleriyle karşı karşıya kalmıştı.
Bu durum sonrasında sabrı taşan Galatasaray Yönetimi’nin oldukça yoğun bir pazarlık içinde olduğu ve adeta İtalya’ya kamp kurduğu öğrenilmişti.
Ünlü gazeteci Nicolo Schira’nın haberine göre sarı-kırmızılılar, Napoli’ye yeni bir teklif yapacak.
Haberin detayında Galatasaray’ın yeni teklifte 45 milyon euro’yu peşin, 30 milyon euro’yu da iki taksit halinde masaya sunacağı kaydedildi.
Sarı-kırmızılı kurmayların 30 milyon euro’yu iki taksit olarak 1 yıl içinde kesin olarak ödeyeceğini vadedeceği belirtildi.
Ayrıca daha önce istenen banka teminatları ve sonraki satıştan pay maddesinin yeni teklifte olup olmayacağına dair bir bilgi verilmedi.
Yaşanan duruma isyan eden ve “Bu kadarına inanamıyorum” diyen Osimhen’in de Napoli’ye karşı baskın bir tutum sergilediği aktarıldı.
NTV
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, İzmir’den İstanbul’a Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, geçtiğimiz günlerde anjiyo olduktan sonra koroner yoğun bakımda tedavi altına alınmıştı.
Daha önce iki kez kanser tedavisi gören Çalık için aylık tutukluluk değerlendirmesinde devam kararı çıkmıştı.
ADLİ TIP KURUMU’NA SEVK EDİLDİ
Çalık’ın avukatı Melih Koçhan, sosyal medya hesabından “Müvekkilimiz Sayın Mehmet Murat Çalık’ın Adli Tıp Kurumu’na sevki gerçekleşmiştir. Şu anda avukatları olarak Adli Tıp Kurumu’na intikal halindeyiz.” dedi.
Koçhan, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bilindiği üzere, İzmir Katip Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanan sağlık kurulu raporunda, müvekkilimizin cezaevi koşullarında kalmasının uygun olmadığı açıkça belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu’nun da bu rapor doğrultusunda değerlendirme yaparak, müvekkilin mevcut sağlık durumu itibarıyla cezaevi koşullarına uygun olmadığını tespit edeceğine ve bu durumu onaylayacağına inancımız tamdır.”
NTV
Oyuncu ve seslendirme sanatçısı Emre Törün, 53 yaşında hayatını kaybetti.
Uzun süredir kanser tedavisi gören Emre Törün, yaşamını yitirdi.
“Kara Melek” dizisiyle televizyon dünyasına adım atan sanatçı, “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” dizisiyle geniş kitlelere ulaştı.
Törün, aynı zamanda birçok yapımda seslendirme sanatçısı olarak da görev aldı.
Sanatçı uzun zamandır kanserle mücadele ediyordu.
Hudutsuz Sevda, Üç Kız Kardeş, Bir Zamanlar Kıbrıs, Arka Sokaklar, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz gibi yapımlarla hafızalara kazınan oyuncu ve seslendirme sanatçısı Emre Törün hayatını kaybetti. Kara Melek dizisiyle televizyon dünyasına ilk adımını atan Emre Törün, başarılı performansıyla tanınıyordu. Ankara Devlet Konservatuarı’ndan mezun olan Emre Törün’ün uzun süredir kanser tedavisi aldığı biliniyor.
Emre Törün 11 Mart 1972 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Lise eğitimini Beşiktaş Atatürk Lisesi’nde tamamlayan Törün ardından Ankara Devlet Konservuarı’nda okudu. 1996 yılında oyunculuğa başladığı ilk dizisi Kara Melek’te 4 sezon üst üste rol aldı.
Emre Törün, 2015-2017 arası 3 sezon oynadığı Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde istihbaratçı Nevzat Çankırılı karakterine hayat verdi.
Oyuncu Kara Melek, Koçum Benim, Ona Bakma Bana Bak, Hayat A.Ş, Halk Düşmanı, Büyük Umutlar, Arka Sokaklar, Beşinci Boyut, Bulutların Ötesi, Güneşi Beklerken, Reaksiyon, Mahsusa gibi yapımlarda rol aldı.
Bir anda parlayan öfke, küçücük bir soruna verilen büyük tepkiler, giderek azalan tahammül… Son dönemde insanların daha çabuk sinirlendiği, daha kolay gerildiği açıkça gözlemleniyor. Peki ama bu sadece zamanın ruhu mu, yoksa çok daha derin, hatta gözden kaçan sebepler mi var ?
Modern yaşamın temposu, zihinsel dayanıklılığı zorlayan koşullar ve bireyin geçmişten bugüne taşıdığı yükler, aslında sinirliliğin arkasındaki görünmez mimarlar. Sanılanın aksine bu bir “kişilik sorunu” değil; sinir sisteminin, bedenin ve zihnin ortak bir tepkisi.
Günümüzün Yeni Normali: Tetikte Sinir Sistemi
İnsan bedeni, binlerce yıl boyunca tehlikeye karşı hızlı tepki vermek üzere evrimleşti. Ancak bu mekanizma, günümüzde fiziksel tehditlerden çok zihinsel stresle karşı karşıya. Sürekli bir şeylere yetişme telaşı, belirsizlikler, maddi kaygılar, sosyal baskılar… Sinir sistemi, artık neredeyse hiç dinlenemiyor. Her şey bir tehdit gibi algılanıyor ve bu da öfkeyi tetikliyor.
Ancak mesele sadece dış koşullar değil. Vücudun içinde de işler karışık olabilir. Örneğin yetersiz uyku, sinir sisteminin toparlanmasına izin vermez. Uykusuz bir beyin, duyguları düzenlemekte zorlanır. Bir diğer açıdan geçmiş deneyimlerin izleri de bugünkü öfkenin temel taşlarını oluşturur. Çocuklukta yaşanan duygusal ihmal, aşırı eleştirel ebeveyn tutumu veya fiziksel-psikolojik travmalar, bireyin sinir sistemini hassaslaştırır. Yetişkinlikte yaşanan en ufak bir dışsal olumsuzluk bile, geçmişten gelen büyük bir tehdidin yankısı gibi algılanabilir. Yani aslında kişi, bugüne değil, geçmişte kapanmamış bir hesaplaşmaya tepki verir.
Öfkeyi Susturmak Değil, Anlamak Gerekir
Toplumda yaygın olan “öfke bastırılmalı” anlayışı ise sorunu derinleştirir. Bastırılan öfke birikir, sonunda kontrolsüz bir şekilde dışa vurulur. Önemli olan öfkenin ortaya çıkmasını engellemek değil, onu neyin tetiklediğini anlamaktır. Çünkü öfke, vücudun verdiği doğal bir tepkidir; bir şeylerin yolunda gitmediğini haber verir. Asıl mesele, bu sinyalleri doğru okuyabilmektir.
Sinirlilik, bazen sadece birkaç küçük düzenlemeyle bile hafifletilebilir. Beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi, kafein ve şeker tüketiminin sınırlanması, günlük egzersiz rutini oluşturulması, uyku saatlerinin düzene konması… Bunlar basit ama etkili adımlardır. Ancak duygusal kaynaklı öfke söz konusuysa, içe dönüp bakmak ve gerekiyorsa profesyonel destek almak kaçınılmaz hale gelir.
Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız, “Bir diğer önemli başlık ise nefes. Sinirlendiğimizde bedenimiz otomatik olarak hızlı ve yüzeysel nefes almaya başlar. Bu durum beyne “tehlike var” sinyali gönderir ve öfke daha da tırmanır. Oysa derin ve bilinçli nefes, sinir sistemine “güvendesin” mesajı verir. Bu basit uygulama bile, öfke kontrolünde ciddi bir fark yaratabilir.” dedi.