17 Eylül 2025 Çarşamba
Yalova Altınova’daki sözleşmeli iyi tarım alanında yetişen ata tohumu kokulu kara üzüm (Isabella) ile düzenlenen “1. Mor Derim” etkinliği gastronomi dünyasını buluşturdu.
Nalia Karadeniz Mutfağı, Yalova Altınova’daki sözleşmeli iyi tarım alanında “1. Mor Derim” adıyla düzenlediği ilk kokulu kara üzüm etkinliğinde gastronomi sektörünün önde gelen basın mensupları ve fenomenlerini ağırladı. Etkinlikte, ata tohumu kokulu kara üzümlerin doğallığı ve bereketi paylaşıldı; üzümün topraktan sofraya yolculuğu anlatıldı.
Yakın zamanda hasadı yapılacak olan üzümler, geleneksel Pepeçura Tatlısı ve Kokulu Kara Üzüm Şerbeti ’ne dönüşerek değerli misafirlerle buluşacak.
Nalia Karadeniz Mutfağı Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Tarakçı’nın açıklaması:
“Ata tohumu kokulu kara üzüm (Isabella) bizim için sadece bir ürün değil; doğallığın, emeğin ve bereketin simgesi. Mor Derim ile geleneksel Karadeniz mutfağını geleceğe taşırken, sürdürülebilir tarımı da destekliyoruz.
Bu etkinlik Nalia Karadeniz Mutfağı, gastronomideki sürdürülebilirlik yaklaşımını pekiştirirken, Türkiye’nin köklü mutfak kültürünü sektör temsilcileriyle buluşturdu.
Gün: 06.09.2025
Yer: Yalova/Altınova
Türkmenaraplı köyünde merada otlayan hayvanının su kuyusuna düştüğünü gören sahibi, İl Özel İdaresinden yardım istedi.
İhbar üzerine bölgeye gelen İl Özel İdare ekipleri başlattığı çalışma sonucunda büyükbaş hayvan mahsur kaldığı yerden kurtarılarak güvenli bölgeye çıkarıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, küresel ekonomideki risklere rağmen Türkiye’nin dezenflasyon programının başarılı ilerlediğini belirterek, yıl sonunda enflasyonun yüzde 30’un altına ineceğini söyledi.
Şimşek, küresel ekonomik gelişmeler ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şimşek, 2026 yılına kadar küresel ticarette büyümenin yavaşlayacağını ancak bunun Türkiye için fırsatlar da içerdiğini vurguladı.
Küresel finansal koşulların iyileştiğini ve emtia fiyatlarının ılımlı seyredeceğini belirten Şimşek, Türkiye’nin ihracat avantajına dikkat çekti.
Şimşek, “İhracatımızın yüzde 62’si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu 54 ülkeye gidiyor. Bu da korumacılığa karşı önemli bir güvence sağlıyor.” dedi.
Türkiye’nin borçluluk oranının gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha düşük olduğuna işaret eden Şimşek, “Dezenflasyon programı başarılı oldukça sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına döneceğiz ve güçlü büyüyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Savunma sanayi ihracatının hızla arttığını ve Türkiye’nin bu alanda ilk 10 ülke arasına girebileceğini dile getiren Şimşek, enflasyona ilişkin beklentilerini de paylaştı.
Şimşek, “Yıl sonunda hedefimiz enflasyonun yüzde 30’un altına düşmesidir. Deprem bölgesine yapılan 90 milyar dolarlık harcama enflasyona büyük etki yaptı. Temel ürünlerde enflasyon yüzde 20’nin altında. Yıl sonunda manşet enflasyon yüzde 30’un altına düşecek, biz buna inanıyoruz.” diye belirtti.
Türkiye’nin risk priminin son 5 yılın en düşük seviyesinde olduğunu hatırlatan Bakan Şimşek, bütçe disiplininin de sürdüğünü belirterek, bütçe açığının önümüzdeki dönemde yüzde 3,5 seviyelerine ineceğini ifade etti. (İLKHA)
TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen NTV özel yayınında Yağız Şenkal’ın sorularını yanıtladı.
Bayraktar şunları kaydetti:
TEKNOFEST
“Bu yıl muazzam bir hazırlık var. Gerçekten de enfes diyebileceğimiz bir alan oluşturuldu. İstanbul’da iki yılda bir düzenlediğimiz için neredeyse iki kat hazırlık yapıldı. Çepeçevre, teknolojinin her alanında adeta büyülü bir diyar gibi dizayn edildi Teknofest. Artık son saatlerdeyiz; yarın milletimizle buluşacak.
Teknofest’in misyonu, öğrenilmiş çaresizliği yıkmaktı. Tam bağımsız ve müreffeh olabilmemiz için yüksek teknoloji geliştirmemiz gerekiyor. Teknolojiyi sadece tüketen değil, tasarlayıp geliştiren ve üreten bir ülke olmamız şart. En büyük başarı, gençlerimize ve topluma “Ben de yapabilirim, hatta en iyisini yapabilirim” duygusunu aşılamak oldu. Savunma sanayimiz dünyada adından bahsettiren başarılara imza attı; bu ivme yüksek teknoloji ve diğer sivil alanlara da yayıldı. Teknofest ekosisteminde yarışıp takımlarını kuran, yıllarca çalışıp sonra girişime ve şirkete dönüşen gençlerimiz var; bunların dünyaya damga vuracak şirketler haline geleceğine inanıyoruz.
Milli eserlerimizin, özellikle milli savunma sanayimizin son 20 yıldaki başarısı Teknofest’in ana kurucu unsuru oldu. Ülkemizin mühendislerinin geliştirdiği eserleri gençlere sergilemek, “Sen de yapabilirsin” duygusunu aşılamak açısından kritikti. Sadece yabancı uçakların sergilenmesiyle bu duygu oluşmazdı. Teknofest’in mottosu: Bir çocuk gelsin, bir uçağa dokunsun; belki ileride ülkemizin uzay programını geliştirecek o çocuk olacak. Bir Kızılelma’yı görmek, duygu geçişkenliğini çok artırıyor; çocuk, kendi milletinden tasarlayanı ve harekâtta görev yapanı görüyor.
Atatürk Havalimanı’nda uçuşlar devam ediyor. Bu duygu geçişkenliği en iyi milli eserlerle sağlanıyor ve her yıl katlanarak büyüyor. 2007’de elde atılan mini İHA yapıyorduk. Bayraktar TB2’nin geliştirilmesi 2010’larda başladı, 2014’te envantere girdi. İlk Teknofest 2018’de yapıldı. O dönemde TUSAŞ’ın Anka’sı, TÜBİTAK’ın mühimmatları, Roketsan ve ASELSAN’ın geliştirdiği eserler öne çıkıyordu; “milli teknoloji hamlesi” ruhu bu eserlerle aşılandı. Bugün o ruh dalga dalga yayıldı; Teknofest yurt dışında da düzenlendi ve 96 ülkeden katılım var.
“TEKNOFEST BİR ÖZGÜVEN DEVRİMİDİR”
Teknofest, bir teknoloji festivali olmanın ötesinde bir özgüven devrimidir. Tüm topluma öğrenilmiş çaresizliği yıkan, kültürel altyapıyı dönüştüren bir paradigma değişimidir. Ülkemizin bekası açısından kritik olan tam bağımsız ve müreffeh olmanın yolu yüksek teknolojiden geçer. Bu teknolojiyi geliştirecek olan makine değil, insandır; makine sadece araçtır. Yüksek teknoloji, binlerce sistem ve milyonlarca satır yazılımdan oluşur; ancak bunları yapan nitelikli insandır. Sadece teknik donanım yetmez; bunu kendi medeniyeti ve milleti için, vatan sevgisiyle yapmak gerekir. Teknofest’in hedefi de budur: Bunu yap; insanlığın ve milletinin faydasına, elinden gelenin en iyisini ortaya koy ve dünyada bir numara olmayı hedefle.
Bugün 1 milyon 200 bin öğrenci başvurdu; Teknofest, açık ara dünyadaki en büyük teknoloji yarışma platformudur. Tekil başvurular değil, takımlar halinde katılım söz konusudur. Dünyadaki büyük işler takımlarla yapılır; büyük teknoloji şirketleri de küçük takımlardan doğmuştur. Burada geleceğin teknolojilerine odaklanmış on binlerce, hatta yüz binlerce takımdan söz ediyoruz.
Bu gençler, insanlığın ve ülkemizin faydasına; ülkemizi tam bağımsız ve müreffeh kılmak için eserler geliştirecekler. Sadece savunma sanayinde değil, teknolojinin tüm alanlarında: biyoteknoloji ve inovasyondan mimari tasarıma, sanata; sağlıkta yapay zekâdan onkolojide kanser araştırmalarına kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütülecek.
NTV
Suriye hükümetinden üst düzey bir kaynak, siyonist rejimle herhangi bir güvenlik anlaşmasından söz edilebilmesi için, rejimin 8 Aralık 2024’te Beşşar Esed’in düşüşünden sonra işgal ettiği Suriye topraklarından tamamen çekilmesi gerektiğini vurguladı.
El-Cezire’nin haberine göre Kaynak, olası bir güvenlik anlaşmasının temelinin 1974 tarihli Ateşkes ve Çatışmasızlık Anlaşması olması gerektiğini belirterek, yeni yapılacak her türlü mutabakatın “Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü garanti altına alması, ayrıca işgalcilerin sürekli saldırı tehdidine karşı güvenlik sağlayıcı hükümler içermesi” gerektiğini ifade etti.
Bu açıklamalar, Suriye’nin Ürdün ve ABD ile birlikte dün Süveyda’daki krizin çözümü ve güneyde istikrarın sağlanması için bir yol haritası kabul etmesinin ardından geldi. Yol haritası çerçevesinde, Washington’un Amman’ın desteğiyle ve Şam’la istişare içinde, siyonist rejimle güvenlik konularında uzlaşmaya çalışacağı belirtiliyor.
Suriye Dışişleri Bakanlığı da yayımladığı açıklamada, bu temasların “Suriye ve siyonist rejim için güvenlik kaygılarının giderilmesine odaklandığını ancak aynı zamanda Suriye’nin egemenliğini mutlak surette garanti altına aldığını” ifade etti. Bakanlık ayrıca, Süveyda yol haritasının dış müdahalelerin sona erdirilmesini hedeflediğini kaydetti.
Öte yandan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara -geçtiğimiz günlerde devlet televizyonuna verdiği röportajda- ülkesinin “siyonist rejimin 8 Aralık öncesindeki pozisyonuna dönmesini sağlamak için güvenlik anlaşması müzakereleri yürüttüğünü” söylemişti.
Bilindiği üzere, Esed yönetiminin devrilmesinden bu yana siyonist rejim güçleri Golan’daki tampon bölgeye girerek yeni alanları işgal etmiş, Suriye’nin farklı bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenlemişti. Şam yönetimi, Kuneytra, Dera ve Şam kırsalındaki bu saldırıları uluslararası hukukun ve 1974 Anlaşması’nın açık ihlali olarak nitelendiriyor. (İLKHA)