Trabzon Kalesi, Karadeniz’in tuzlu rüzgârını sırtına alıp şehirle birlikte yüzyıllardır ayakta duran bir tarih sahnesi. Şehrin tam kalbinde, Boztepe eteklerinden Zağnos ve Tabakhane vadilerine doğru uzanan surlar, Trabzon’un değişen dönemlerine sessiz tanık olmuş. İlk bakışta sıradan bir sur kalıntısı gibi görünse de, taşların arasına sinmiş hikâyelere kulak verdiğinizde Roma’dan Bizans’a, Komnenoslardan Osmanlı’ya uzanan karmaşık bir geçmiş açılıyor. Sokak aralarından bir kule köşesi belirir, hemen sonra bir burç… Derken dar bir geçit sizi bir kapıya, bir kitâbeye, bir manzaraya çıkarır. “Trabzon gezilecek yerler” listesinin başköşesinde olmayı hak eden Trabzon Kalesi, sadece bir fotoğraf durağı değil; kenti okumak için bir anahtar. Üstelik en güzel tarafı, şehrin günlük yaşamıyla iç içe olması: Bir yanınızda esnafın telaşı, diğer yanınızda surların gölgesi. Eğer tarih, şehir dokusu ve panoramik manzaralar birleşince içiniz kıpır kıpır oluyorsa, burası tam size göre. Gelin, bu kadim yapıyı birlikte dolaşalım; nerede, nasıl gidilir, hangi köşesinde ne görmelisiniz adım adım anlatalım.
Trabzon Kalesi, idari olarak Ortahisar ilçe merkezinde yer alır ve şehir içi rotaların tam kesişim noktasındadır. Surlar, Boztepe sırtlarından başlayıp Ortahisar’ın çekirdeğini çevreleyerek Zağnos ve Tabakhane vadilerine kadar uzanır. Meydan Parkı’ndan yürüyerek 10–15 dakikada Orta Hisar bölümüne ulaşabilirsiniz; yol hafif eğimli ama keyiflidir. Şehir içi dolmuşları ve belediye otobüsleri “Ortahisar/Zağnos” güzergâhlarında sıkça geçer. Kendi aracınızla geliyorsanız tarihi doku içinde park yeri sınırlı; çevre sokaklarda kısa süreli park mümkün ama yoğun saatlerde yürümek en rahatı. Boztepe’den aşağı doğru yürüyerek Yukarı Hisar’a, Zağnos Vadisi’nden yukarı çıkarak Aşağı ve Orta Hisar bölümlerine bağlanabilirsiniz. Merkezî konumu sayesinde kale keşfini, aynı gün içinde müzeler ve camilerle birleştirmek kolaydır.
Trabzon Kalesi’nin çekirdeğini oluşturan savunma hattının temelleri Roma dönemine kadar uzanır. Ancak surların asıl karakteri Bizans ve özellikle 1204–1461 arasında hüküm süren Trabzon Komnenos (Trebizond) Devleti zamanında belirginleşir. Bu dönemde kale üç ana kısım hâline gelir: Yukarı Hisar (akropol), Orta Hisar (idari ve dini merkez) ve Aşağı Hisar (ticari ve sivil alanlara yakın savunma hattı). 1461’de Fatih Sultan Mehmet’in şehri almasıyla kale Osmanlı yönetimine geçer; burçlar onarılır, kapılar güçlendirilir, bazı noktalara kitâbeler eklenir. Yüzyıllar içinde kentin denizle ve vadilerle kurduğu ilişki değişirken, surlar da kimi yerde yıkılır, kimi yerde evlerin ve sokakların arasına karışır. Bugün gördüğümüz doku, farklı çağların üst üste bindiği bir palimpsest gibidir: Roma temeli, Bizans örgüsü, Komnenos katmanı, Osmanlı onarımı… Bu çok katmanlı yapı, Trabzon Kalesi’ni Karadeniz şehircilik tarihini okumak için benzersiz kılar.
Kale, kentin topoğrafyasını ustaca kullanır. İki derin vadi (Zağnos ve Tabakhane) doğal hendek işlevi görür; surlar bu vadilerin kenarlarına yaslanarak savunmayı güçlendirir. Düz bir plan yerine sırt çizgisini izleyen kırıklı bir hat söz konusudur. Taş örgüde düzgün kesme taşla moloz taş bir arada kullanılır; yer yer antik yapılardan devşirme bloklara rastlanır. Burçlar üzerinde mazgallar, ok delikleri ve gözetleme noktaları seçilir; bazı bölümlerde sarnıç izleri ve yığma dolgu görülür. Kapılar, topoğrafyaya göre konumlanmış; Zağnos tarafındaki geçişler ve Orta Hisar çevresindeki girişler stratejik kontrol sağlayacak biçimde tasarlanmıştır. Üslup olarak bir “saray-kale” görkemi aramayın; burası işlevi estetiğinin önünde tutan, pratik ama etkileyici bir savunma tesisidir. Surlara eşlik eden yapı stoğunda kiliseden camiye dönüşmüş eserler (ör. Ortahisar Fatih Camii çevresi) ve Osmanlı dönemi çeşmeleri, kitâbeleriyle bu savunma hattının kültürel arka planını tamamlar.
Trabzon Kalesi, büyük ölçüde açık alan ve kamusal sokak dokusuyla iç içe geçmiş bir yapıdır. Belirli bir “müze girişi” kapısından ziyade, farklı noktalardan sur kalıntılarına ve burçlara yaklaşır, yürüyüş güzergâhlarıyla keşfedersiniz. Güvenlik ve ışık koşulları nedeniyle gündüz saatleri idealdir.
Son söz: Trabzon Kalesi, “tarihî yer” etiketinin çok ötesinde; şehrin nabzını tutan, her köşesinde başka bir çağın fısıldadığı bir açık hava arşivi. Eğer Trabzon’a giderseniz mutlaka uğrayın; bir burcun gölgesinde kalıp taşlara dokunun, ardından Zağnos Vadisi’ne inip kentin damarlarında gezinin. Gezinizi planlarken daha çok fikir ve rota önerisi için Trabzon’da Gezilecek Yerler makalemizi de okumanızı öneririm. Şimdiden iyi keşifler!
GÜNDEM
6 saat önceEKONOMİ
6 saat önceEKONOMİ
10 saat önceSPOR
1 gün önceSAĞLIK
1 gün önceYOZGAT
1 gün önceTEKNOLOJİ
1 gün önce