Yılankale

Yılankale, Çukurova’nın pamuk tarlalarıyla çevrili düzlüğünden birdenbire yükselen yalçın kayalıkların üstüne kurulmuş, masallardan fırlamış gibi duran bir ortaçağ kalesi. Adana–Gaziantep otoyolunda yol alırken ufukta beliren dişli surlarını görür görmez gözünüz oraya takılır; “şu tepedeki neresi?” diye sorarsınız. Yanıtı merak uyandırır: burası halk arasında “Yılankale” diye bilinir; efsanelerde yılanlarla, Şahmeran’la anılır, tarih sayfalarında ise Kilikya Ermeni Krallığı’nın stratejik karakollarından biri olarak geçer. Ceyhan Ovası’nı, eski kervan yollarını ve Ceyhan Nehri’nin kıvrımlarını gözetleyen konumu, ona hem romantik bir yalnızlık hem de kadim bir nöbet hali kazandırır. Rüzgâr surların arasında uğuldarken aşağıdaki bereketli ovayı bir zamanlar kervanların, orduların, elçilerin kat ettiğini hayal etmek kolaydır. Her mevsim farklı bir ışıkla parlar: ilkbaharda taze yeşillerin üzerinde gümüş gibi, yazın kızgın güneş altında altın rengi, sonbaharda yumuşak turuncu gölgelerle bakır. Fotoğrafçılar için bir cennet, tarih meraklıları için yaşayan bir ders kitabıdır. Üstelik ulaşımı da sandığınızdan kolay; kısa bir tırmanışla kendinizi Orta Çağ’ın taş örgüsü içinde bulursunuz. Eğer Adana’da birkaç saatlik özgür vaktiniz varsa, Yılankale gün batımını karşılamak için benzersiz bir durak.

Nerede ve Nasıl Gidilir?

Yılankale, Adana’nın doğusunda, Ceyhan ilçesine bağlı kırsal bir tepede yer alır. Adana şehir merkezinden özel araçla yaklaşık 40–50 dakikada ulaşırsınız. Ana rota, otoyol üzerinden Ceyhan yönüne ilerleyip kaleye giden tabelaları takip etmektir; son bölümde köy yollarından geçerek kalenin eteğindeki küçük otoparka ulaşırsınız. Toplu ulaşım tercih ediyorsanız Adana’dan Ceyhan’a minibüs veya trenle gidip, Ceyhan’dan taksiyle kaleye çıkmak pratik bir seçenektir. Kalenin eteğinden zirveye kadar belirgin bir patika bulunur; tırmanış kısa ama yer yer taşlı ve dik olduğundan sağlam tabanlı bir ayakkabı tavsiye edilir. Yaz aylarında Çukurova sıcağı serttir; sabah erken veya akşamüstü saatler en konforlu zamandır.

Kısa Tarihçesi

Yılankale’nin geçmişi, Kilikya (Çukurova) bölgesinin çalkantılı Orta Çağ dönemine uzanır. 12–13. yüzyıllarda, Kilikya Ermeni beyleri tarafından bölgenin ticaret ve savunma hatlarını denetlemek amacıyla inşa edildiği kabul edilir. Akdeniz kıyı şeridinden iç bölgelere uzanan tarihi yol ağını gözetleme, ovayı kontrol etme ve yaklaşan tehlikeleri erkenden haber alma işlevleriyle öne çıkmıştır. Osmanlı döneminde de bölgesel bir sığınak ve gözetleme noktası olarak varlığını sürdürür. Adının “Yılankale” oluşu ise halk anlatılarına dayanır: kaleyi yılanların koruduğuna, hatta Şahmeran’ın burada yaşadığına dair efsaneler dilden dile aktarılır. Bu efsaneler, kaleye daha mistik bir hava katarken, yapının askeri akılla şekillenmiş planını ve taş tekniklerini de gölgelemeye yetmez; Yılankale, romantik hikâyeler kadar taş gibi gerçek bir mühendislik ürünüdür.

Mimari ve Sanatsal Özellikler

Yılankale, sırt hattı boyunca uzanan kayalık bir omurga üzerine yerleşmiş, birbirini takip eden iç içe savunma katmanlarına (dış, orta ve iç hisar) sahip bir plan sergiler. Bu “ardışık avlu” sistemi, saldırganın kalenin kalbine ulaşmasını zorlaştırır; her seviye ayrı bir kapı, perde duvar ve kule dokusuyla güçlendirilmiştir. Surlar yer yer hem kare planlı hem de yuvarlak kulelerle desteklenir; bu kuleler hem düşey hem yatay atış imkânı sağlayan mazgal boşlukları taşır. Girişler genellikle “kırık eksenli” düzenle çözümlenmiş; yani kapıdan içeri girer girmez düz bir hatla ilerleyemez, kısa dönüşlerle savunmanın hedefinde kalırsınız. İçeride, su ihtiyacını karşılamak için kaya zeminine oyulmuş büyük sarnıçlar dikkat çeker; bu sayede uzun kuşatmalara dayanabilmek mümkün olmuştur. Kalenin üst düzlemlerinde küçük bir şapel/ibadet mekânı olduğu anlaşılan harabe duvar izleri göze çarpar. Düzgün kesme taş işçiliği, kimi duvarlarda kabaca bırakılmış bossajlı yüzeyler ve köşe taşlarının titiz yerleştirilmesi, Kilikya bölgesinin karakteristik taş işçiliğini yansıtır. Yapının doğal kayalıkla adeta kilitlenircesine birleşmesi, onu hem estetik hem yapısal açıdan etkileyici kılar. Günümüzde bazı bölümlerde çökme ve kayıplar olsa da, sur hattının genel sürekliliği ve kent-ova ilişkisini okutan panoraması hâlâ çok etkileyicidir.

Ziyaret Bilgileri

Yılankale açık alan niteliğinde, gişesiz bir tarihi yapıdır; dolayısıyla ziyaret genellikle gün ışığıyla sınırlı düşünülmelidir.

Fotoğraf Noktaları ve İpuçları

Yakındaki Diğer Gezilecek Yerler

Yılankale, taşın sabırla ördüğü tarih, ovanın ufka açılan müthiş manzarası ve efsanelerin tatlı buğusuyla birleşince unutulmaz bir durak oluyor. Eğer Adana’ya yolunuz düşerse mutlaka Yılankale’ye uğrayın; gün batımını surların üzerinden izlemek, Çukurova’yı bambaşka sevdiriyor. Ayrıca geziniz için daha çok fikir ve ayrıntı isterseniz Adana’da Gezilecek Yerler rehberimizi de okuyabilirsiniz.
Benzer Videolar