MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu.
MHP ile AK Parti’nin Türk tarihinin iki ucunu bir sevdayla kavrayıp geleceğin parlak ve onurlu kucağına doğru taşıyan iki kahraman millet eseri olduğunu söyleyen Bahçeli, “Cumhur İttifakı siyaseti pazarlık üzerine inşa etmemiştir. Cumhur İttifakı al-ver süreciyle kurulmamıştır.” dedi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızla hukukumuz Türkiye düşmanlarının kafalarının almayacağı kadar tutarlı, dengeli, hesapsız, plansız, ilkeli, karşılıklı hürmet ve muhabbete dayalıdır. Kara kediler başka yerde dolaşsın, müfsit çakallar başka mahfillerde at koştursun. Cumhur İttifakı Türkiye’nin yegane umudu, yedi düvele karşı güvencesidir.”
“Cumhur İttifakı, reformları birbiri ardına hayata geçirecektir”
Bahçeli, “Cumhur İttifakı; cukka ittifakı değildir, curcuna ittifakı değildir, çukur ittifakı değildir, çuval ittifakı değildir, çuvallamış bir ittifak hiç değildir.” dedi.
Bahçeli, “Mülevves niyet sahiplerine diyorum ki; o pis ellerinizi ve nifak saçan dillerinizi Cumhur İttifakı’ndan derhal çekiniz, size buradan kemik çıkmaz. Cumhur İttifakı yaşayacaktır, reformları birbiri ardına hayata geçirecektir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin geleceğinin mimarı olacaktır.” dedi.
COVID-19’un meslek hastalığı sayılması
Doktorlardan hemşirelere, hasta bakıcılarından diğer tüm sağlık çalışanlarına kadar hepsinin destekçisi olduklarını anlatan Bahçeli, COVID-19 hastalığının meslek hastalığı sayılması hususunda TBMM’de üzerlerine ne düşüyorsa yapacaklarının teminatını da kararlılıkla verdiklerini söyledi.
“Alaattin Çakıcı’nın bu devlete, bu millete nasıl hizmet ettiğini bilenler bilir”
Zilletin ana ve yan aktörlerinin zalimlerin gözüne girmek, emperyalistlerin desteğini almak için onursuzluğun kuyruğuna girdiklerini söyleyen Bahçeli, “Alayına yazıklar olsun, yabancılara biat eden, gel gel yapan, el sallayan, mesaj yollayan, alın bizi kullanın diyen köksüzlere bin defa yuh olsun.” dedi.
Ülkücüden mafya, mafyadan da ülkücü olmayacağını, olamayacağını söyleyen Bahçeli, “Alaattin Çakıcı’nın bu devlete, bu millete nasıl hizmet ettiğini bilenler bilir, bilmeyenler de kendileri bilir. Kılıçdaroğlu’nun Alaattin Çakıcı’ya ‘mafya lideri, yer altı dünyasının karanlık yüzü’ demesi bizim nezdimizde yok hükmündedir” diye konuştu.
Bahçeli, şunları söyledi:
“Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olan siyaset eskisi bir şahsın, televizyona çıkıp Sorosçu Osman Kavala ile terörist Demirtaş’a güzellemeler yapması kelimenin tam anlamıyla çarpıklık, hatta ahmaklıktır. Bu şahsın iki suçlunun serbest bırakılmasını istemesi suçluyu övmektir, suça iştiraktir, ihanete yataklıktır.”
“Ne vatandan vazgeçeceğiz ne de ihanete göz yumacağız”
Bahçeli, konuşmasında, devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü inanmışlıkla savunan her vatan evladına hem gönül hem de vefa borçlarının olduğunu vurguladı.
“Şehitlerimiz haklarını helal etsinler, geride bıraktıkları anneleri, babaları, eşleri, yavruları müsterih olsunlar, ne vatandan vazgeçeceğiz ne de ihanete göz yumacağız.” diyen Bahçeli, gül bahçesine girer gibi ateşe girenlerin, toprağın bağrında sıradağlar gibi duranların, nehirleri gazi, dağları kahraman olan bu cennet vatanın tarihi ve manevi haklarının namuslarına emanet olduğunu ve bu emanetin can pahasına korunacağını söyledi.
“Öğretmenler bir milletin ufkunu aydınlatan meşalelerdir”
Şehitlerinin kanının yerde kalmayacağını, sorulacak hesabın mahşere kalmayacağını anlatan Bahçeli, Şehit öğretmenleri de anarak, şunları söyledi:
“Necmettin Yılmaz 23 yaşındaydı, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde öğretmenlik yapıyordu.16 Haziran 2017’de tatil maksadıyla memleketi Gümüşhane’ye giderken Tunceli-Pülümür karayolunda PKK’lı teröristler tarafından aracı kurşunlandı ve yakıldı. Necmettin Yılmaz evladımız hayatının baharında şehit edildi. Sınıfı yetim kaldı, öğrencileri, mesai arkadaşları hüzne boğuldu.
Şenay Aybüke Yalçın 22 yaşındaydı. Henüz yedi aylık öğretmendi. Batman Kozluk’ta 9 Haziran 2017’de karne dağıtımından sonra memleketine dönerken PKK’lı teröristler tarafından şehit edildi. Hainler bu kızımıza da hiç acımadılar. Tayini çıktığında ‘Öğretmen oldum ben’ diyerek sevinmişti, sonrasında al bayrağa sarılı naaşıyla baba ocağına döndü.
Yıllar içinde pek çok öğretmenimizi teröre kurban verdik. Hiçbir suçları, hiçbir günahları yoktu. Hepsinin de tertemiz hayalleri, tertemiz hedefleri, tertemiz vicdanları vardı. Tek gayeleri sınıfları dolduran masum yavrularımıza tecrübelerini aktarmak, onların kafalarını bilgiyle aydınlatmaktı. Biliyor ve inanıyoruz ki, öğretmenlik kutsal bir mesleğin adıdır. Öğretmenler bir milletin ufkunu aydınlatan meşalelerdir. Gelecek nesiller öğretmenlerimizin eseridir. Bu eser ne kadar milli ve manevi gerçeklerle inşa edilirse o kadar muhkem ve muteber olacaktır.”