Genel Başkan Meral Akşener’in kurultayın yapıldığı Altınpark’taki alana gelmesi ve delegeleri selamlamasının ardından Divan Başkanlığı oluşturuldu.
Kurultay, Divan Başkanlığı’na seçilen Kalkınma Politikaları Başkan İsmail Tatlıoğlu ve Genel Sekreter Uğur Poyraz’ın konuşmasının ardından çalışmalarına başladı.
Daha sonra gündem gereği saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı ve şehitler için Fatiha Suresi okundu.
İYİ Parti lideri Akşener’in kurultayda yaptığı konuşma şöyle:
“Türkiye, iyi yönetilmiyor. Ak Parti iktidarı, memleketin en önemli meselelerinde gösterdiği beceriksizliklere, her gün bir yenisini ekliyor. Türkiye’yi 2. Dünya Savaşından koruyan, Kore’de Türk’ün kudretini dünyaya gösteren, Akdeniz’in ortasında, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurduran, Kardak’a bayrağımızı diktiren, terörist başını Suriye’den çıkartıp, kapı kapı gezdiren, Türk dış politikası terk edildi. “Şam’da Cuma namazı kılacağız” diyerek, Türkiye’yi soktukları yolun sonunda, 5 milyon sığınmacı ülkemize yerleşti. Üstüne, milletimizin alın teriyle birikmiş, 50 milyar dolarımız heba oldu. Ve fatura kabarmaya devam ediyor…
Sayın Erdoğan; küsüp, büyükelçilerimizi çektiğin ülkeler, bugün başkalarıyla kol kola ve karşımızda. “Dostum” dediğin her ülke liderinin, Türkiye’ye mutlaka bir zararı var. Dostun Trump, PKK-YPG’ye milyonlarca dolarlık silah ve mühimmat veriyor. Kankan Putin’in, bomba yağdırdığı Mehmetçiklerimizin acısı hala dinmedi. 10 sene önce beraber tatil yaptığın, “Kardeşin” Esat’la, 10 senedir uğraşıyorsun, bir arpa boyu yol alamadın…
“Ege’de Türk adaları işgal ediliyor, gereğini yapın.” dedik, dinlemedin. Havaya bakıp ıslık çaldın, oralı olmadın, yakılan mangalların dumanını görmedin. Gittin, Yunan başbakanı Karamanlis’i, evladına nikah şahidi yaptın. Mısır’ın iç sorununda taraf oldun, Sisi’ye taktın, Mısır’ı Yunanistan’ın kucağına attın. Esat’a taktın, Suriye’yi ABD’nin, Rusya’nın, pkk’nın kucağına attın.
Mesele aslında ne biliyor musunuz; bu muhteşem ve büyük ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti olduğunu unuttular. Milletin hazinesini damadına bağlayacak kadar gerçekten kopan bir anlayış, ülkeyi de kendi şirketi görmeye başladı… Böyle olunca da, 83 milyonun alın terini, göz nurunu, kendi malları saymaya başladılar. Burası, babandan sana miras kalmış aile şirketin değil. Burası atamızdan bize miras kalan Türk devleti! Bu gerçeği her birinize, bir bir öğreteceğiz. Ya öğreneceksiniz ya da ilk koyulan sandıkta gideceksiniz!
Bir ülkenin varlığı, o ülkenin adaletine emanettir. Hazreti Ömer; “Adalet mülkün temelidir.” diyerek, bunu söylemiştir. Hazreti Ali; “Devletin dini adalettir.” diyerek, bu gerçeğe işaret etmiştir. Onlardan aldığı feyzle Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu gerçeği genç cumhuriyetin temel taşına yazmıştır. Bir ülkede adalet yoksa, bereket olmaz. İş insanı, sanayici, yatırım yapmaz, yapamaz. Yabancı yatırımcı gelmez, gelemez. Kalkınmanın önüne bariyerler örülür. İşsiz sayısı artar. Emeklinin, işçinin, memurun maaşı kuşa döner. Gençler hayal kuramaz, umudunu yitirir.
Bunların hepsi oldu, milletimiz bunları tüm çıplaklığıyla yaşıyor. Bunların hepsi oldu; çünkü sen adaleti öldürdün. Hukukun, adamına göre işlediği, soruşturmaların, Twitter tabelasına göre yürütüldüğü bir ülke yarattın. Ama unutma; gün gelir, bir gün adalet herkese lazım olur…
İktidarda kalmak, koltuğunu korumak için her şeyi mübah gören bu zihniyet; en büyük kötülüğü, bağrından çıktığı bu vefakar millete yaptı: Her zorluğu omuz omuza vererek aşmış, koca bir milleti, birbirine düşman hale getirdiler. Tasada ve sevinçte kucaklaşmayı bilen, yüce yürekli bir milleti, ortadan ikiye böldüler. Türk Milleti’ne, Cumhur ittifakından önce, “İllet” diyen, “Zillet” diyen, “Terörist” diyen çıkmamıştı. Onu da yaptılar. Milletin birliğini temsil eden o özel makamda bile, bunu yaptılar.
İktidardakilere sesleniyorum; Milletimizin feraseti yüksektir. Ama aynı zamanda, o yüksek ferasetli milletin, bileği kalın, tokadı serttir. Milletimiz düşmanlıktan, ayrışmadan, nefret söyleminizden artık bıktı. Siz görmeseniz de bu sabırlı milletin sabır taşı, artık çatlamak üzere. Günü geldiğinde öyle bir tokat yiyeceksiniz ki, ne olduğunuzu şaşıracaksınız.”