İletişim kanallarını yalandan korumak hepimizin ortak görevidir

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Toplumların ortak çabasıyla oluşturulan iletişim kanallarını yalandan, iftiradan, karalamalardan ve komplo teorilerinden korumak hepimizin ortak görevidir.” dedi.

İletişim Başkanı Altun, yedincisi düzenlenen TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması Ödül Töreni’ne onur konuğu olarak katıldı.

İletişim Başkanlığında yer alan habere göre Altun, törendeki konuşmasının başında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlere ve tüm yarışmacılara selamlarını ve başarı dileklerini iletti.

İletişimin artık tali değil asli bir alan olduğunu vurgulayan Altun, bu sebeple ülkelerin iletişim stratejilerini artık grand stratejilerinin ve ulusal yol haritalarının önemli bir parçası olarak gördüklerini söyledi.

Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde bu yeni gerçekliği esas aldığını ve bu alanda öncü ülkeler arasında bulunduğunu belirten Altun, bu dönemde biz dış politika mefkuresinin bir devamı olarak iletişim kanallarını ve enstrümanlarını çeşitlendirip güçlendireceklerini söyledi.

Altun, “Amacımız, stratejik bir iletişim politikası geliştirerek, bu politikanın toplumumuza birlik, beraberlik ve huzur; bölgemize istikrar ve güvenlik; dünyamıza da barış ve adalet getirmesidir. Her zamanki iyi niyetimizle dünyaya bu yeni dönemde iletişimin ‘hayra vesile, şerre engel’ olması için beraber çalışma çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Altun, bu ilkeler ve prensipler için hep beraber çalışırken, bu yolda karşılaşılabilecek tuzaklara karşı da uyanık olmak gerektiğini kaydetti.

Bu tuzakların en tehlikelisinin ‘hakikat ötesi’ olarak adlandırılan durumun, yani hakikatin önemsizleşmesinin “yeni normal” olarak sunulması olduğuna dikkat çeken Altun, “Toplumların ortak çabasıyla oluşturulan iletişim kanallarını yalandan, iftiradan, karalamalardan ve komplo teorilerinden korumak hepimizin ortak görevidir. Bu tip eylemlerin toplumun farklı katmanları arasındaki fay hatlarını harekete geçirici, ekonomileri istikrarsızlaştırıcı, toplum ile devlet arasında güven bunalımı oluşturucu, demokratik kurum ve kuruluşlara güveni azaltıcı etkisini son yıllarda farklı ülkeler yaşadı. Son zamanlarda özellikle sosyal medya marifetiyle büyüyen bu dalgaya karşı en büyük silahımız elbette hakikattir. Hakikat kalesi, medya operasyonlarına ve algı oyunlarına karşı en büyük sigortamızdır. Hakikat ötesinin enstrümanlarının toplumlarımızın üzerine boca etmeye çalıştığı karamsarlık ve güvensizlik hissinden ve organize kötülükten yine hakikate sahip çıkarak el birliğiyle korunacağız.” diye konuştu.

“Yalan haber ve sahte içerik, dijital kitle imha silahıdır”

Altun, “Sosyal medya merkezli siber dezenformasyonla mücadelenin yol ve yöntemlerini inşa etmek, iletişimciler için bugün olduğu gibi gelecekte de en hayati konuların başında yer alacak. Yalan haber ve sahte içeriğin bir çeşit ‘dijital kitle imha silahı’ olduğunu söylemek herhalde yanlış olmayacaktır. Organize yalana karşı ancak örgütlü ve koordineli şekilde mücadele edebiliriz.” ifadeleri kullandı.

Bu hafta Facebook ve bünyesindeki Instagram ve WhatsApp’ın aynı anda çöktüğüne işaret eden Altun, bu durumun medya ve iletişim tarihi açısından son derece ilginç bir olay olduğunu belirtti.

“Kendisini devletlerden dahi güçlü gösteren bir uluslararası sosyal medya şirketinin acziyetini ve müşterilerinin kişisel verilerini koruyamadığını gördük.” diyen Altun, “Bu hadise bile tek başına yerli ve milli iletişim altyapısının gerekliliğine ve ihtiyacına işaret etmektedir. Bu medya platformlarının sergilediği kayıtsızlığa, sorumsuzluğa ve hesap vermez tavra karşı en büyük panzehrimiz bu platformları kullanırken göstereceğimiz sorumlu ve temkinli tavır olacaktır. Meselenin ulusal güvenlikle ilgili boyutu için ise devletimizin farklı organları etkin bir çalışma içine girmiş durumdadır.” değerlendirmesinde bulundu.

İLKHA

Bu Haberi Paylaşın